Mavi Nota Müzik yapımcılığında hazırlanan Mutlu Sinan’ın “Kendime İnandım” adlı müzik albümü artık tüm müzik market ve dijital platformlarda yayındadır.

Albümün tamamı söz ve müziğini kendi yaptığı parçalardan oluşuyor.

Yukarıdaki linkleri tıklayarak Youtube, iTunes, TTTNet Müzik ve Spotify'dan albümü dinleyebilir ve indirebilirsiniz.

MUTLU SİNAN

1990 yazında İstanbul’da Bakırköy Akıl Hastanesi’nin hemen yanında doğdu. Burada başlayan hikayesi, doğal olarak ilerleyen zamanda da normal devam etmedi. 2.200 gram doğan bu talihsiz vatandaş, yengesinin bebek ziyaretinde annesine “aman bu yaşamaz ölür be” demesine inat dört yaşına kadar konuşamasa da daha o yaşlarda ağzıyla duyduğu melodileri tekrar ederek, kendinden önce müziği keşfetti ve tüm söylenenlere inat yaşadı..

Bebekliğinde, hapşırmanın akabinde koltuktan düşme hobisini, halasının beş yaşındayken Almanya’dan yeğenlerine getirdiği oyuncak org ile değiştirmiş, bu org zamanla onun için oyuncak olmaktan çıkmıştı. Altı yaşında pazarlarda satılan, arkası pembe, plastikten yapılma bağlama ile de zor da olsa müziği keşfetmeye devam etti.

İlk bestesini yedi yaşında yaptı. Bu insanlık tarihinin duyabileceği en kötü beste olma konusunda oldukça iddialıydı. Ama neticede yıllar sonra yapacağı şarkılar için bir basamaktı. 5. sınıfta yapmış olduğu şarkıyı okul müsameresinde okuyunca, bu şarkı neredeyse tüm okulun marşı oldu. İlk kitlesini orada oluşturdu : )

Bu oldukça etkisiz bir kitleydi ama onu cesaretlendirmeye yetmişti..

İstanbul Ticaret Odası Kanarya İlköğretim Okulu’ndan mezun olduktan sonra yine Küçükçekmece İlçesi’nde bulunan Kadriye Moroğlu Lisesi’nde öğrenimine devam etti. Burada da rahat durmadı. Arkadaşlarıyla verdiği uğraş sonucu Milli Eğitim Bakanlığı’na gönderdiği dilekçe ve topladığı imzalarla birlikte okuduğu düz liseye “Sanat” bölümü açtırdı..

On dört yaşında gitar ile tanıştıktan sonra hayatının enstrümanını bulduğunu anladı. Org ve bağlamayı öğrendiği gibi gitarı da kendi kendine öğrenip çalmaya ve bestelerini yapmaya bir süre devam etti. Fakat bu şekilde istediği düzeyde ilerleyemeyeceğini fark edince, yıllar sonra kendisinin prodüktörü olacağından habersiz, ilk gitar hocası Gürkan Adısanoğlu ile tanıştı. Hocası onda çok farklı ufuklar açtı. Gitar hakimiyeti geliştikçe üretme hızı da aynı ölçüde arttı. Öğrenim gördüğü okulda bir çok gösterinin hazırlanış ve sunuşunu üstlendi. Okulun konferans salonunda hatırı sayılır sayıda konser verdi. On beş yaşında en yakın arkadaşını kanserden kaybetmesi, yaptığı bestelerin tarzına, felsefesine ve edebiyatına oldukça etki etti. Hala da etmekte..

On yedi yaşında İ.T.Ü. Türk Musikisi Devlet Konservatuarı’na ilk on kişi arasında derece ile iki bölüm birden kazanarak girmeye hak kazandı. Her ne kadar son aşamadaki sınavda, bir öğretim görevlisi ile Aşık Veysel ve sistematik müzik üzerine hararetli bir tartışmaya girip belli bir saygı çerçevesinde lafını esirgemeyip, düşüncesinin arkasında durarak öğretim görevlisini biraz bozduğu için okulu kazanmaktan tamamen ümidini kesse de, hiç beklemediği anda gelen okulu kazandığı haberi ona bir kez daha “Ucunda ne olursa olsun yalnızca doğru bildiğini söyle” ilkesini pekiştirdi..

“Şan” bölümünü de kazanmasına karşın ilk tercihi olan “Temel Bilimler” bölümünü okudu..

Üniversite yılları herkesin olduğu gibi onun için de siyasi, felsefi, edebi ve dini olarak kendi kimliğini keşfe çıktığı yıllardı. Konservatuar yıllarında bir çok müzik tarzından beslenerek, bu sayede bestelerinin armonilerini de geliştirdi. Müziğin yanı sıra sinemaya da el attı. Yazmış olduğu bir senaryo, İstanbul Üniversitesi Radyo – TV Bölümü başkanı tarafından beğenilince okulun alet – edavatı kendisine tahsis edildi. Bu sayede ilk kısa filmini de çekmiş oldu. Aynı filmin yönetmenliği ve müziğini de üstlendi..

Her ne kadar “Hiç bir şair şiir yazamaz, yazan şiirdir yazdığı da şairi” sözünün sahibi de olsa küçük yaşlardan beri şiir yazan Mutlu SİNAN iki tane şiir kitabı teklifi almasına rağmen, önceliği müzik olduğu için bu teklifleri kabul etmedi. Önceliğini, ne zaman çıkaracağını bilmediği ama bir gün çıkacağından emin olduğu albümü için kullandı.

Sayısız mekanda müzik performansları sergilemesine rağmen kendi istediği müziği yapamamasından yakınan, yaşamı boyunca bir çok trajikomik hikayenin peşini bırakmadığı ve yaşamının son süreçlerinde tüm sıkıntıların etrafını çevrelediği, müzikal olarak sıfırı tükettiği ve müzik yapma hayalini tam rafa kaldırdığı sırada; ülkedeki yapımcıların ezici çoğunluğunun, sanatçısını bir lokanta, albümündeki şarkılarını da bir ara sıcak misali servis etmesine dayanamayıp, “Ben farklı bir yapımcı olacağım” diyerek yapımcılık kariyerine adım atan ilk gitar hocası Gürkan Adısanoğlu’ndan kendisine albüm teklifi gelmesiyle müzik yapma hayalini tekrar raftan indirdi.

Şarkılarına en az kendisi kadar güvenen bu insanın verdiği destek ile ilk solo albümü olan “Kendime İnandım”ı müzik dinleyicisiyle buluşturmak amacıyla şu an stüdyoda harıl harıl çalışıyor.

Boş zamanlarında evinin mutfağında, mermerin altında dolaşan karıncalara çekirdek kabuğu vermeyi sever..

YUKARI